1- DENEYİN ADI: Oksitli
ve sülfürlü cevherlerin flotasyonu
2- DENEYİN AMACI: Oksitli ve sülfürlü
cevherlerin ayrı ayrı flotasyona tabi tutulduğu bu deneyin amacı; cevherlerden
gang minerallerinin uzaklaştırmak.
3- TEORİK BİLGİ: Flotasyonun kelime anlamı
yüzdürmektir. Cevher hazırlamada ise flotasyon, bir cevherin içindeki
çeşitli minerallerden bazılarını su yüzüne çıkararak suyun dibinde kalan diğer minerallerden
ayırma yöntemidir. Bu işlemde minerallerin yüzey özelliklerindeki farklılıklardan
yararlanılarak ayırma yapılır. Partiküllerin ıslanabilmesi, flotasyon,
aglomerasyon, katı-sıvı ayırımı ve tozun bastırılması gibi pek
çok teknolojik prosesi etkileyen önemli parametrelerden biri olduğu
bilinmektedir. Katı, sıvı ve gaz fazlarından oluşan flotasyon
sisteminde katı faz, sıvıya göre gaz fazını tercih ediyorsa, katıya sıvıyı sevmeyen (hidrofob),
gaza göre sıvı fazı tercih ediyorsa, sıvıyı seven (hidrofilik) denir. Hidrofob mineraller düşük
yüzey enerjili minerallerdir (kömür, grafit, kükürt, talk...). Katıların ıslanabilirliği/hidrofobluğu
ve yüzebilirliği katı-su ve katı-su buharı ara yüzeyleri, kimyasal bağlar, bulk
özellikleri, katıların kristal yapısı ve katının su ile reaksiyona
girebilmesi gibi özellikler açısından incelenmiştir. Katı, sıvı ve hava üçlü sisteminde yüksek
temas açısı (θ) katının sıvı tarafından ıslatılmasının minimum
olduğu anlamına gelir. Katı, sıvı, hava üçlü sistemindeki kuvvetler şekil 1‟de görüldüğü
gibidir
.
Flotasyonun
cevher hazırlamada uygulama alanları şunlardır;
·
Metalik cevherlerin flotasyonu
·
Metalik olmayan cevherlerin flotasyonu
·
Katı yakıtların
temizlenmesi
Flotasyonun avantajları şunlardır;
·
Çok ince taneli cevherlerin zenginleştirilebilmesi
·
Kompleks cevherlerin zenginleştirilmesi
·
Sonuç ürün tenorunun istenildiği gibi kontrol
edilmesi
·
Flotasyon ile zenginleştirmede minerallerin
yoğunluk farkının önemli olmaması.
Flotasyonun dezavantajları şunlardır;
·
Gravite ve manyetik ayırma yöntemlerine göre
pahalı olması
·
Bazen cevheri aşırı öğütmek gerektiği için şlamda
metal kaybının fazla olması ve öğütme giderlerinin artması
·
Çevre kirliliğine neden
olması
4- NUMUNE TANIMI:
İnce Galen ve Kolemanit Cevherleri
5- KULLANILAN CİHAZ ve
DONANIMLAR:
- Denver Flotasyon Makinesi
- Pipet,
- Terazi
- Reaktifler (Bastırıcılar, Toplayıcılar,
Canlandırıcılar, Köpürtücüler)
6- DENEYİN YAPILIŞI:
200 gr’ lık Galen(PbS) cevheri, fiziksel olarak
kırma, eleme ve öğütme işleminden sonra içerisinde bulunan gang minerallerinden
ayrıştırılmak için flotasyon işlemine tabi tutulur. Yani yüksek tenörlü
konsantre yüzdürülür. Galen cevherimiz flotasyon selülüne boşaltılır ve selülün
max noktasına kadar su doldurulur. Pülp koyularak karıştırma işlemi yapılır bu
işlem 5 dk sürer. Daha sonrasında reaktifler ilave edilir ve yine 5 dk
karıştırma işlemi yapılır. Bu işlem sonunda köpük yapıcı reaktif eklenerek
flotasyon aletinin hava vermesi sağlanır. Bu işlem sonunda konsantre köpük
halinde yüzeye gelir ve devamlı olarak yüzeyden sıyrılır. Bu işlem köpükler
tamamen beyazlaşıncaya kadar devam ettirilir. Flotasyon selülünde son olarak
kalan gangtır.
Bu işlem
kromit cevheri içinde aynen yapılır.
7- SONUÇ:
Deney sonunda elde edilen konsantre
süzüldü. Galen cevherinin ve kromit cevherinin konsantrelerinin arttırılmış
olduğu gözlendi.
8- İSTENİLENLER ve ÖDEVLER:
8.1: Oksit ve
Sülfür Flotasyonlarının uygulama alanları hakkında bilgi veriniz.
8.1.1: Oksit Flotasyonlarının uygulama alanları:
a-
Yağ asitleri
ile flotasyon; okside bakır
cevherleri (katanga), uranyum cevherlerinin flotasyonu. Okside bakır cevherleri yağ asidi flotasyonu ile
yüzdürülür. Kipuska madeninin yüzeye yakın yerlerinden serusit ve malakit
kolaylıkla uzaklaştırılır. Fakat içerisinde bulunan dolamit ve kalker
uzaklaştırılamaz. Bakır ve Çinko konsantre halinde iken serusit ve malakit
kolaylıkla uzaklaştırılabilir. Torbemit yağ asitleri ile yüzdürülerek % 40'lık
bir konsantre elde edilmektedir.
b-
Sülfidizasyon yoluyla okside kurşun cevherlerinin flotasyonu; okside
bakır cevherleri, okside kurşun cevherleri.
Silisli gang içeren okside bakır cevherleri yağ asitleri ile
zenginleştirilebilirler. Fakat sülfidizasyon yöntemiyle elde edilen
konsantrasyonun yağ asitleri ile elde edilen konsantreye göre tenörleri daha
yüksektir. Artık tenörleri birbirine eşittir. Okside kurşun cevherleri değişiktir.
Gang genellikle oldukça baziktir ve yukarıda görüldüğü gibi yağ asitlerinin
kullanılmasına olanak vermez. Bu nedenle, uygulanacak tek yöntem
sülfürleştirmedir. Sodyum sülfid (Na2S ) ya da hidrosülfid (NaHS)
yüzeyle tepkimeye girerek bir kurşun sülfür filmi oluşturur ve bu filmle
ksantat tepkimeye girer; ancak tepkime karmaşıktır, önce sülfid iyonu tam bir
bastırma etkisi gösterir ve köpük yüksüzleşir. Daha sonra sülfid konsantrasyonu
tepkimeden dolayı hızla düşer ve pH'a bağlı olmak kaydı ile flotasyon başlar.
Genellikle sülfürleştirme tepkimesi, flotasyondan önceki aşamada, kıvamlandırma
tankında tamamlanır. Flotasyonun başlamasından kısa bir süre sonra muhtemelen
oluşan film alterasyonu nedeniyle flotasyon yavaşlar ve genellikle tekrar
başlatmak için az miktarda sülfid devreye eklenir. Genellikle, ard arda dört
reaktif eklemesi yapılır. Ayrıca çinko cevherlerine de uygulanabilir.
c-
Okside çinko cevherlerinin flotasyonu;
Cevher simitsonitle beraber hemimorfit (Zn2
Si03(OH)2) de içerir. Her ikisi de öğütme ile yeterince
serbestleşebilir. Merkaptanlar her iki mineralin de yüzmesinde etkilidirler. En
önemlisi; sülfürleştirme, flotasyona yardımcı olur; etki, bakır ve kurşun
cevherlerindekine benzer türdendir. Reaktif olarak amin kullanılır. Çinko sülfid, bakır ve kurşun sülfidten daha
yüksek çözünürlüğe sahiptir, Çinko karbonat, bakır ve kurşun karbonatta olduğu
gibi sülfid iyonu tüketmez, ancak flotasyonu için belli oranda sülfit iyonu
konsantrasyonuna gerek vardır. Sonuç olarak, çinko mineralleri yüzdürülmeden
önce pülp, sülfit tüketen seruzit ve pirit gibi bütün minerallerden
temizlenmelidir.
d-
Kromit cevherinin flotasyonu;
Flotasyon yöntemi ile gangı oluşturan olivin, serpantin gibi minerallerin kromitten
ayrılır. Bu işlem
kromiti yüzdürmek, gangı bastırmak şeklinde
olabileceği gibi kromiti bastırıp gangı yüzdürmek
şeklinde de olabilir. Kromiti bastırmak için dextrin kullanılır. Kromit
yağ asitleri, sülfat ve sülfanatlarla yüzdürülebilir. Yağ asitleri ile flotasyonda gangı bastırmak için
sodyum silikat, sodyum fluosilikat ve kalgon gibi reaktifler, kromitin
flotasyonunu kolaylaştırmak için ise selüloz tipi organik kolloidler kullanılır. Yağ asitleri nötr veya alkali ortamda daha
tesirlidirler.
8.1.2. Sülfür Flotasyonlarının uygulama
alanları:
Ağır
metallerin sülfürleri ve doğal (Native) metaller: Galen, kalkopirit, pirit,
sfalerit, altın, bakır v.s. Çizelge 1'de görüldüğü gibi, sülfür minerallerinin
su ortamındaki çözünürlükleri çok düşüktür. Çözünürlüklerinin bu kadar düşük
olması, su ortamında nisbeten eylemsiz (inert) olmaları gerektiğini gösterir.
Fakat gerçek durum biraz farklıdır. Çünkü sülfür minerallerinin su ortamındaki
dengeliliği, oksit minerallerinde olduğu gibi sadece pH'ya bağlı olmayıp,
redoks koşullarına, potansiyele de bağlıdır.
a- Bakır
Cevherleri
Bakırın
kükürtlü bileşikleri, genellikle bakır ve kükürtten başka, demir, antimuan,
arsenik gibi diğer elementleri de içerir. Bakır ve kükürdün birleşmesi ile
meydana gelen bakır mineralleri kalkozin(Cu2S) ve kovelin (CuS)’dir.
Genellikle bakır sülfürleri pirit(FeS2) ve pirotin(Fe11S12)
gibi demir mineralleri ile birlikte bulunur.
b- Hazırlama
yöntemleri;
Bakır
sülfürlerinin flotasyonu genellikle kolay,ucuz ve randımanlı bir hazırlama
işlemidir.Belli başlı problem piritin bastırılmasıdır.Kireç kullanarak ortamı
alkali yapmakla(pH 10-12)pirit bastırılabilir.Piriti bastırmak için şiddetli
karıştırma ile pülpe hava vermek,böylece bakır minerallerine nazaran daha kolay
oksitlenen pirit yüzeyini oksitleyerek flotasyonunu önleyebiliriz.
Pirit
bastırıldıktan sonra ksantat ve ditiofosfat tipi kollektörler ve bir köpürtücü
kullanarak bakır mineralleri yüzdürülür. Bakır flotasyonunu güçleştiren bazı
faktörlere de rastlanabilir bunlar;
- Cevherde piritin çok fazla miktarda,
bakırın az miktarda bulunması
- Cevher yatağının oksidasyonu
- Pirit ve bakır mineralleri arasında uygun
serbestleşme olmaması
- Kıymetli metallerin kazanılması
8.2:
Reaktiflerin
özellikleri ve mineraller üzerindeki etkilerini açıklayınız.
8.2.1: Flotasyon Reaktifleri:
A)Köpük
yapıcı reaktifler
Köpük, havanın su içinde dağılıp oldukça dayanıklı bir durumda
kabarcıklar meydana getirmesidir. Havanın su içinde dağılması mekanik
ajitasyonla veya basınçlı hava vermekle oluşturulur. Dayanıklılık, elastikiyet,
kabarcıkların büyüklüğü, sık veya seyrek oluşu köpük özellikleri suda “yüzeye
etki eden” cinsten maddelerin bulunmasıyla ilgilidir. Yüzeye etki eden
maddeler, suya az miktarda karıştırıldıkları zaman suyun yüzey gerilimini
değiştiren maddelerdir. Bu maddeler su yüzeyinde adsorbe olurlar ve bu
maddelerin hava - su ara yüzeyinde bulunmaları köpüğe elastikiyet ve
dayanıklılık verir. Flotasyonda gerekli olan köpük özellikleri de bunlardır. Bu
maddelere köpürtücü reaktifler
denir. Bu maddeler kullanılmadığı zaman hava kabarcıkları su yüzeyine çıkar
çıkmaz patlar.
Flotasyonda köpüğün belli bir dayanıklılığın olması gerektiği gibi
makineden alındıktan sonra patlaması gerekir. Uzun süre dayanan ve patlamayan
köpük flotasyondan sonraki işlem makinelerinde (çöktürme tankı ve filtrelerde)
güçlükler yaratır. Birbirine sık olarak bağlanmış küçük kabarcıklı köpük ile
büyük flotasyon verimi elde edilir. Böyle bir köpük yapısı köpüğü saran
minerali daha rahat taşır ve çökerek pulpa karışmasını önler. Diğer yandan,
gevşek yapılı ve büyük kabarcıklı köpük taşınan gang parçalarının kolayca
çökmesine sebep olarak büyük oranda konsan-tre edilmeyi sağlar. Köpüğün hacmi,
yapısı ve dayanıklılığı, kullanılan köpürtücü, toplayıcı ve kontrol reaktifleri
tipine ve miktarına bağlı olarak değişir. Flotasyon cihazının tipi, katıların
cinsi, öğütme derecesi, şlam bulunması da köpük karakterini etkiler. En çok
kullanılan köpürtücü reaktifler; çam yağı, kresilik asit(kömür katranından elde
edilir), propilen, glikol, trietoksibutan… Köpürtücü toplayıcılık özelliği
göstermemelidir ve ucuz olmalıdır.
B)Toplayıcı
Reaktifler:
Toplayıcı reaktifler(motorin, gaz yağı, karosen tipi yağlar, petrol
ürünleri vb.), yüzdürülmek istenen minerallere hidrofob özellik vermek için ya
da hidrofobluğu arttırmak için kullanılan karmaşık moleküler yapılı organik maddelerdir.
İstenen moleküllerin köpükte toplanmasını sağlarlar. Bu nedenle toplayıcı
molekül, su içinde dağılabilmeli veya ergiyerek çözelti meydana
getirebilmelidir, hidrokarbon grubu içermelidir; istenen molekülün yüzeyi ile
kimyasal veya fizikokimyasal bakımdan ilişkili olmalıdır ve tabi ki flotasyon
reaktifi olarak kullanılabilmesi için ucuz olmalıdır.
C)Kontrol
Reaktifleri:
Mineral partiküllerinin
toplayıcı tarafından seçimli kaplanmasını sağlamak ve birbirlerinden
ayrılmasını kolaylaştırmak amacıyla pulpa ilave edilirler. Ayrıntılı açıklaması
sırasıyla yapılmıştır.
i. pH Kontrol Reaktifleri: Minerallerin yüzdürülme özelliklerine göre
asidik ortamda çalışmak gerekir. Bunun içinde pH azaltılır veya çoğaltılır. pH
düşürmede sülfürik asit, yükseltmede ise genellikle kireç, soda ve sodyum
hidroksit kullanılır.
ii. Bastırıcı Reaktifler: Birbirine benzeyen moleküllerin seçici
flotasyonunda, bu minerallerden birinin köpükte toplanmasına engel olmak ve
dipte kalmasını sağlamak için kullanılır. Bastırıcı reaktifler inorganik
maddelerdir. Bu reaktifler istenilen mineral yüzeylerinde değişiklik meydana
getirerek bu mineralleri toplayıcı reaktifin etkisinden kurtarırlar. Örneğin,
inorganik asitlerin tuzları ve elektrolit özellik taşımayan maddeler vb.
Baz-metal flotasyonunda cevherdeki pirit, kireç ila-ve etmekle bastırılır. Ama
kireç miktarına dikkat edilmelidir, fazla kireç sülfür minerallerini de
(örneğin galen) bastırabilir.
iii. Canlandırıcı Reaktifler: Toplayıcı reaktiflerin yüzmesi istenen
minerallerle reaksiyon yapmasını kolaylaştırırlar. Örneğin toprak alkali
metaller kurşun, çinko, bakır, demir tuzları ile canlandırılarak ksantat,
sülfonat ve yağ asitleriyle yüzdürülebilir.
iv. Sülfürleştiren Reaktifler: Bu reaktif yardımı ile mineral yüzeyi
kendisi-ne karşılık gelen sülfür mineral yüzeyine benzer ve aynı flotasyon
özelliklerini kazanır. En çok kullanılanı sodyum sülfürdür(Na2S).
Fakat fazla kullanılırsa flotasyona tamamıyla engel olabilir.
v. Koruyucu Reaktifler: Bunların görevi flotasyon olayına engel olan
unsurları (flotasyon zehirleri) zararsız hale getirmektir. Bunlar ya cevherle
birlikte devreye girmekte ya da kullanılan suda (genellikle humin asidi) doğal
olarak bulunmaktadır. Alüminyum tuzları ise flotasyona durdurucu etki
gösterirler. Koruyuculardan istenen, bu durumların her birine yerine göre engel
koymaktır.
vi. Dağıtıcı Reaktifler: Genellikle cevherlerin pulplarında bulunan kil
tabakası, minerallerinin üstünü kaplayarak flotasyona tamamen engel olur. Bu
durumu ortadan kaldırmak için dağıtıcı reaktifler olarak özellikle alkaliler
kullanılır. En çok kullanılan dağıtıcı reaktif sodyum silikattır.
8.3: Genel olarak kullanılan flotasyon makineleri ve
çalışma prensipleri hakkında bilgi veriniz
Flotasyon Makineleri: Flotasyon
makineleri veya flotasyon hücreleri başlıca şu kısımlardan meydana gelmiştir;
- Pulpu makineye ve
dışarıya veren kısım
- Makineye hava
vermeyi ve pulpta havanın dağılmasını sağlayan kısım
- Pulpun köpükten
ayrılıp dibe çökmesini sağlayan kısım
- Köpüğü makineden
çıkarıp bundan sonraki safhaya taşıyan kısım
- Pulpun giriş ve
çıkış, havanın giriş ve dağılış hızları ve pulp seviyesini ayarlama
tertibatı
Buna
göre bir flotasyon makinesi değişik tanklardan meydana gelir. Pulp bu tanklardan
geçerken karıştırılır ve havalandırılır. Tankların içindeki bölmeler istenilen
çevrimi sağlayarak sedimantasyona engel olacak ve bir dibe çökme sağlayacak
şekilde yapılmıştır. Havanın makineye giriş biçimine göre flotasyon makineleri
4 tipte olurlar;
- Ajitasyon Makineleri: Pervanenin dönmesi
ile oluşan girdap havayı içeri çeker ve pulpa dağıtır.
- Alttan Aerasyon Makineleri: Dönen bir pervanenin
alt tarafında meydana gelen boşluğun etkisiyle emme oluşur ve hava içeri
girer.
- Kaskat Makineleri: Pulp şelale tarzında
dökülerek hava ile karışır.
- Pnömatik Makineler: Bu makinelerde pervane yoktur, basınçlı hava pülpü karıştırır ve havalandırır.
Gelişmiş
tiplerinde yüksek
pülp hızları sayesinde vakum meydana getirilir ve hava atmosferden venturi etkisi ile içeri çekilerek kabarcık
oluşturulur.
Bunların dışında alternatif flotasyon
yöntemleri de mevcuttur;
Ø DAF (Çözünmüş
Hava Flotasyonu), DAF flotasyonunda, yüksek basınçlı hava (1-2 atm) su içerisinde ayrı bir kapta çözündürülür ve yüksek basınçla kıvamlandırılmış pülpün bulunduğu düşük basınçlı kap içerisine
püskürtülür.
Ø Elektro
Flotasyon: Elektro flotasyonda, suyun elektrolizinden faydalanılır (Şekil 2). Suya akım verilerek
çapları 20-40 μm arasında değişen hidrojen kabarcıklar elde edilir.
Ø CAF (Cavitation
Air Flotation): CAF flotasyonunda, hava kabarcıkları yüksek hızla dönen bir diskin atmosferden havayı emmesiyle sağlanır
Ø APF: Taşıyıcılı (Carrier) flotasyondur
Ø Mekanik Hücre Flotasyonu: Bu makinelerde, pülp
içindeki mineral tanelerinin süspansiyonda tutulması, bir pervane ya da rotor aracılığı ile mekanik karıştırma ile
sağlanır.
Ø Kolon Flotasyonu; herhangi bir karıştırma sistemine
ihtiyaç duyulmadan küçük çaplı kabarcıklar elde edilebilmektedir. Bu sistemde, kompresörden gelen hava gözenekli bir malzemeden geçirilerek hücrenin tabanına verilmektedir. Kolon flotasyonunun birçok
çeşiti vardır.
Mekanik Hücre Flotasyonu Kolon Flotasyonu
Ø Jet Flotasyonu: Suyun jet
hareketinden faydalanarak kabarcık oluşturan makinelerden bazıları; klasik jet hücresi, Jameson hücresi, hidrojet ve LM flotasyon hücresidir. LM hücresinde her ne
kadar düşey borunun üzerinden
kompresörle hava verilse de, kabarcık oluşumu pülpün jet hareketi ile sağlandığı için bu bölüme dâhil edilmiştir.
Ø Santrifüj Flotasyonu: Bu yöntemde yoğunluğu farklı olan tanelerin merkezkaç kuvvetlerinden ve yüzey özelliklerinden faydalanılır. Bazı değişik
tipleri vardır.
·
Hava Püskürtmeli Hidrosiklon (ASH)
·
Centrifloat Hücresi
·
Santrifüj Flotasyonu Hücresi (CFC)
·
Motorsuz Rotorsuz Hücre (MRC)
Hava Püskürtmeli Hidrosiklon (ASH)
8.4: Kromit cevherinden gang minerallerinin
uzaklaştırılmasının nedenlerini açıklayınız.
Bir
zamanlar %45 Cr2O3 tenörün altındaki krom cevheri işletilemezken, bugün uygun
pazar koşulları nedeniyle %8-9 Cr2O3
tenörlü kromitlerin işletildiği bilinmektedir. Düşük tenörlü kromitler
zenginleştirme
tesislerinde kırılıp öğütüldükten sonra zenginleştirilmekte ve ardından pazarlanmaktadır. Aşağıda kullanım alanlarına
göre tüketim payları görülmektedir.
- Metalürji sanayi : %50 – 60 tüketim payı
- Refrakter sanayi : %20 – 25 tüketim payı
- Kimya sanayi : %15 – 25 tüketim payı
%32-34'ün
üzerinde Cr2O3 içeren parça cevherlerde kullanım alanı bulabilmektedir. %32'den
düşük
Cr2O3 içeren cevherlerin değerlendirilmesi ve endüstrinin istediği bileşime getirilmesi için
zenginleştirilmesi
gerekmektedir. Kromit
birlikte bulunduğu
gang minerallerine oranla yoğunluğu yüksek bir mineraldir.
Serbestleşme
tane boyutu olanak sağlandığı sürece, en uygun zenginleştirme yöntemi gravite ayırmasıdır. Cevher iri boyutta
serbestleşiyorsa
ağır
ortam veya jig ile ayırma
yapılabilir.
Sallantılı masa ile zenginleştirme daha ince
boyutlarda serbestleşme
sağlandığında tercih edilmektedir.
Kromit ile gang mineralleri arasındaki manyetik duyarlılık az olduğundan, önceleri olumlu sonuçlar alınmayan manyetik zenginleştirme, geliştirilen yeni manyetik ayırıcılarla, bazı tesislerde kullanılır olmuştur. Ancak, ince tane
boyutlarında
serbestleşen
ve gravite veya diğer
yöntemlerle ayrılması ekonomik olmayan
cevherlerde, flotasyon ile zenginleştirme yapılmaktadır. Yağ asitleri,
sülfonatlar ve amin tipi toplayıcılarla kromit yüzdürülmesi
mümkündür. Toplayıcı reaktif yağ asidi olduğunda, gang minerallerinin
bastırılması için sodyum silikat veya
kalgon ilavesi yapılır. Asit ortamda kromit
yüzdürülmesi için kalsiyum tuzu ile kromit canlandırılır ve sülfat ve
sülfonatlarla yüzdürülür.
8.5: Deney prosedürünü kısaca
anlatarak deney sonuçlarını yorumlayınız.
Bu kısımda
istenilenler deneyin yapılışı bölümünde anlatılmışıtr.
8.6: Türkiye veya dünyada
oksit ve sülfür flotasyonu ile zenginleştirme yapan iki tesisin isimlerini ve
ayırma proseslerini açıklayınız.
8.6.1: KASTAMONU KÜRE
(AŞIKÖY-BAKİBABA) ETİ BAKIR İŞLETMESİ
Etibank Küre
Konsantratöründe üretilen bakır konsantresi %11-13Cu içermektedir. Bu konsantrenin
kolon flotasyonu ile bakır tenorunun yükseltilmesine yönelik olarak yapılan
deneylerde, bakır konsantre tenörü %18–21 Cu'ya kadar yükseltilmekte, kolon flotasyonu
artığından ise mekanik flotasyonla %12 Cu içeren kolon flotasyonu devresine
dönebilecek nitelikte bir konsantre ve %5 civarında Cu içeren tesis temizleme
kademelerinde değerlendirilebilecek bir artık alınmaktadır. Kastamonu ili Küre
ilçesinde bulunan Bakirli Pirit işletmesi %6 Cu içerikli cevherden %0,6 Cu
içerikli cevhere kadar değişik kompozisyonlu cevher üretmekte, bu cevherlerle
konsantratör çalıştırılmaktadır. Tesiste genelde %12 Cu civarında bakır içeren
nihai bakır konsantresi üretilmektedir. Ancak yüksek dereceli ve özel yapılı
cevherlerden %17*ye varan oranlarda Cu içeren konsantreler de zaman zaman
alınabilmektedir. 1991 yılı Temmuz ayına kadar tesiste üretilerek stoklanmış
olarak bulunan 30 000 ton %11–13 Cu içeren konsantreden alınan numune ile
çalışmalar yapılmıştır. Çok ince boyutlara öğütülmüş olarak bekletilen tesis
konsantresi, topaklanmış bir yapıda olduğundan, ıslatılarak, mekanik dağıtma
ile ve öğütülerek numune orijinal durumuna getirilmeye çalışılmıştır. Kolon
flotasyonu, küçük boyutlu cevherlerde selektiviteyi arttırmak amacıyla ters
akım prensibiyle çalışan bir flotasyon tekniğidir. Ayrıca, kolona giren ve
çıkan malzemenin kolaylıkla kontrol altında tutulabilmesi nedeniyle otomasyona
uygun olması da önemli bir avantajdır. Kastamonu küre işletmesinde Aşiköy ve
Bakiba maden sahalarında %95 i açık işletme yöntemi ile üretilen yıllık
ortalama 700,000 ton/yıl tüvenan cevher,900,000 ton/yıl tesis kapasiteli
konsantratör tesisinde ortalama %15 Cu tenörlü, yıllık ortalama 42,000 ton/yıl
bakır konsantresi üretilmektedir.
8.6.2: RİZE ÇAYELİ – MADENKÖY BAKIR İŞLETMELERİ
Maden sahası Rize ilinin Çayeli ilçesine
bağlı Madenköy'de bulunmaktadır. Karadeniz sahilinde bulunan Çayeli ilçesinin
Madenköy'e uzaklığı 8 km dir. Bölgenin hemen güneyinde keskin rölyefli dağlar
bulunmaktadır. Kaçkar dağları sahanın güneyinde güneybatı-kuzeydoğu yönünde
uzanır. Maden sahası bir yerleşme yeridir ve tamamen çay bahçeleriyle kaplıdır
23.11.1983 tarihinde kurulan şirket, Çayeli ilçesinin Madenköy mevkiindeki
bakir madenini değerlendirmektedir. Şirketin %45 hissesi Eti Holding A.S.’ye
ait olup, ortaklar Inmek Mining Corp. (Kanada) %48, Metallgeselschaft (Almanya)
%1 ve Gama Grubu (2sirket) %6 hisse ile ortakları oluşturmaktadır. Çayeli
yatağında iki ana tip masif sülfürlü cevher bulunduğu bilinmektedir. Bunlardan
ilki «sarı cevher», ikincisi ise «siyah cevher» olarak adlandırılmaktadır. Sarı
cevher genel olarak pirit (FeS2), kalkopirit (CuFeS2) ve az miktarda sfalerü
(Zn(Fe)S) içermektedir. Kompleks sülfürlü cevherler için genel olarak siyah
cevher terimi kullanılmakta olup siyah cevher esas olarak sfalerit, kalkopirit
ve piritle birlikte tetrahedrit (Cu, Fe, Zn, Ag)12Sb4S13, tennantit (Cu, Fe,
Zn, Ag) 12AS4S13, bornit (Cu5FeS„), kovellin (CuS) ve galen (PbS) içermektedir.
Her iki cevher tipinde var olan gang mineralleri ise kuvars (Si02), barit
(BaSOO), kalsit (CaC03) ile bazı karbonatlar ve kil mineralleridir. Sondaj
çalışmaları halen devam etmekte olup, yaklaşık olarak 32 tane sondajın
yapılarak toplam 6800 metreye ulaşılması kararlaştırılmıştır. 9.800.000 ton
görünen ve muhtemel rezervle beraber 20.800.000 ton toplam rezervin olduğu
tahmin edilen bu sahada, görünür rezervin ortalama bakır tenoru %2,032'dir.
Çalışmalar sondaj karotlarından alman numuneler üzerinde yapılmıştır. Şirket
yukarıda belirtilen rezervlerini yeraltı isletme usulü ile isletmekte ve ayni
yörede kurulu cevher zenginleştirme tesislerinde ortalama 800,000 ton/yıl
tüvanan cevher isleyerek 150,000 ton/yıl %22–24 Cu tenorlu bakir konsantresi üretmekte
ve serbest piyasa şartlarında pazarlamaktadır.
9- KAYNAKLAR:
ü
“Metalürji proses laboratuar deney föyleri”,
Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2010
ü http://www.forumaden.com/forum/bitirme/turkiye-bakir-flotasyonu-yapan-tesisler
ü Oksit cevherlerin flotasyonu,
Maurice Rey, çeviren: Sabri Karahan
ü Http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/73f0f6bb0ee97cf_ek.pdf
ü YİĞİT E.
“ Cevher Hazırlama ve Zenginleştirme”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder